Kayaköy: Tarihin Sessiz Tanıkları Arasında Bir Yolculuk

Bugün sizinle birlikte Ege'nin saklı kalmış cennet köşelerinden birine, Fethiye Kayaköy'e bir yolculuk yapacağız. Kayaköy, her taşı tarih kokan sokakları, doğanın muhteşem renkleriyle buluştuğu atmosferi ve huzur dolu sessizliğiyle bizi kendine çekiyor. Ancak Kayaköy hakkında bilmediğimiz pek çok detay var. Hazırsanız, bu gizemli ve büyülü köye birlikte adım atalım.

Kayaköy, Fethiye'ye bağlı bir köy olup, 18. yüzyılda Rumlardan kalan bir Rum köyüdür. Yani burası aslında bir "Hayalet Köy". Evet, yanlış duymadınız! Bu güzel köy, 1923 yılında yapılan nüfus mübadelesi sonucunda boşaltılmış ve o günden bu yana sessizliğini korumaktadır.

Fakat burası sadece bir hayalet köy olmanın ötesinde, bir zamanlar canlı ve hareketli bir topluluğa ev sahipliği yapmış bir yer. 19. yüzyılın sonlarına doğru nüfusu 6.000 civarına ulaşmış, çarşısı, okulu, kiliseleri ile zengin bir kültür ve sosyal yaşama sahip olmuş. Ancak bilinmeyen bir gerçek de şudur ki, Kayaköy'de yaşayanlar arasında sadece Rumlara değil, Türklere de ev sahipliği yapmıştır. Bu etkileşim, köyün mimarisinde ve kültürel yapısında da izler bırakmış.

Kayaköy'ü özel kılan bir diğer unsursa, bir dönem ünlü İngiliz yazar Louis de Bernieres'in "Kuşlar da Gitti" adlı romanına da ilham kaynağı olmuş olması. Bu roman, mübadele dönemindeki insan dramlarını ve Kayaköy'ün hüzünlü tarihini etkileyici bir dille anlatıyor.

Tarih ve doğanın iç içe geçtiği Kayaköy sokaklarında yürürken, sizi de bu duygu fırtınasına kapılmamak elde değil. Belki de bir sonraki ziyaretinizde, bu sakin ve hüzünlü köyün sokaklarında dolaşırken, tarihinin ve hikayelerinin sizde yarattığı hisleri daha yoğun bir şekilde hissedeceksiniz. 

Kayaköy'ün çekiciliği sadece bu hikayelerle sınırlı değil. Bu topraklar, doğa severler için de cennet gibi bir yer. Özellikle Likya Yolu'nun bu bölümü, adeta bir doğa harikası. Tüm Ege'nin görkemli manzarası, adımlarınızı hafifletirken, antik taşların üzerinde yürümenin huzuru da ruhunuzu okşuyor.

Köyde dolaştıktan sonra, Kayaköy'ün en yüksek tepesine çıkabilir ve burada yer alan Aziz Anargiros Kilisesi'ni ziyaret edebilirsiniz. Buradan bütün köyü ve çevresini görebilir, yemyeşil ormanlarla kaplı dağların, masmavi denizin ve tarihi evlerin nefes kesici manzarasını izleyebilirsiniz. Bu görüntü, sizi zamanda bir yolculuğa çıkarırken, bir yandan da Kayaköy'ün eşsiz güzelliğini bir kez daha hatırlatıyor.

Kayaköy, aynı zamanda bir sanat köyüdür. Her yıl yerli ve yabancı birçok sanatçıyı ağırlar. Özellikle yaz aylarında düzenlenen sanat festivalleri, köye ayrı bir renk ve canlılık katar. Bu festivallerde hem yerel sanatçıları keşfedebilir hem de köyün tarihini ve kültürünü daha yakından tanıma fırsatı bulabilirsiniz.

Yemek konusunda da Kayaköy sizi hayal kırıklığına uğratmayacaktır. Ege'nin zeytinyağlı lezzetlerini, taze deniz ürünlerini ve organik sebzelerle hazırlanan yemekleri denemelisiniz. Köydeki restoranlar ve kafeler, hem yerel lezzetleri hem de dünya mutfaklarından örnekleri sunuyor.

Kayaköy; tarihin, doğanın ve sanatın bir araya geldiği, sakinliğin ve huzurun hakim olduğu eşsiz bir yer. Bütün bu güzellikleri keşfederken, geçmişin izlerini taşıyan bu köyde yaşamış olanların anılarına da saygıda bulunmayı unutmayalım. Unutmayın, her taşın, her sokak köşesinin bir hikayesi vardır. Sizin de bu hikayelere dokunma, onları yaşama ve belki de yeni hikayelere ilham olma şansınız olacak.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere hoşça kalın, tarih ve doğa dolu bir yolculuk dilerim!

Kayaköy Villalarına Göz Atmak İsterseniz Tıklayın!  Fethiye Kayaköy Kiralık Tatil Villaları